Haber

Tuğrul Türkeş: Cumhur İttifakı proje yazarıyım

türkiye‘Ayrıca 14 Mayıshangisinde gerçekleşecek başkanlıkVe 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimiiçin geri sayım sürerken ülke gündeminde ekonomiden 6 şubat sarsıntılarıpostalamak- normalleşmeişinize; dış politikadan savunmayagibi birçok Gündembaşlığı işgal ediyor. AK Parti Milletvekili ve 28. Dönem AK Parti Ankara 1. Bölge 1.liği Milletvekili adayı Yıldırım Tuğrul Türkeş,Bu kritikdönemle ilgili birçok sıkıntı Radyo Sputnikyayınlanan Elif Südagezer TüzünerVe Fethi Yılmazla Seçim Özel programındadeğerlendirildi.

“Milliyetçi partilerin farklı ittifaklara katılması, yeni modern milliyetçiliğin ilk adımlarıdır”

2023 seçimlerine dair en çok tartışılan bahislerden biri de elbette ittifaklardı. “MHP, MHP’den ayrılan Cumhur İttifakı ve İYİ Parti’de yer alırken, Millet İttifakı’nda MHP’den ayrılan Sinan Ogan, ATA İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı oldu. Milliyetçi partilerin farklı ittifaklarda konumlanmış olması ‘ideoloji’de bir ayrışma olduğunu mu gösterir?Türkeş, soruyu şöyle yanıtladı:

“Bugün birçok siyasi parti arasında Türkiye’de kendini ‘milliyetçi’ sanan insanlar var. AK Parti var, Milliyetçi Hareket Partisi var. Aynı şekilde GÜZEL Parti’nin MHP’den tamamen koptu demesek de orada var. DÜZGÜN Partisi’nde de büyük bir çoğunluk var: “Zafer Partisi’nde de (bu kişiler) insanlar var. Ayrışmayı değil, nüansları gösterirler. Bunu daha çok 21. yüzyılda ortaya çıkan bu yeni çağdaş milliyetçiliğin ilk adımları olarak görüyorum.”

Tuğrul Türkeş, AK Parti’de neden siyasete bulaştığını sordu. “Milli Hareket Partisi’nden kendi isteğimle çıkmadım ve AK Parti’ye yürüyerek gittim. 2015’te Türkiye’de iktidar kurulamadı. AK Parti iktidardan yani milletvekilliği ve iktidar olarak düştü. Yeni hükümet kurulamaması sonucu Türkiye seçimleri engellemeye gitti. Anayasal görev teklif edildi. ‘Seçim hükümetinde 2 ay görev yap’ dediler, ben de kabul ettim. Siyasete devam etmek istiyordum. , AK Parti’den de davet geldi. Daha sonra AK Parti’ye geçtim ve 2015 yılından itibaren 8 yıldır kesintisiz olarak AK Parti’de hem milletvekili hem de siyasetçiyim.”açıkladı.

‘Cumhur İttifakı’nın proje yazarıyım’

‘Cumhur İttifakı’nın proje yazarıyım’türk diyor, 2018AK Parti ile MHP arasında seçim ittifakı kurma sürecini ise şöyle anlattı:

“Ben bu projenin yazarıyım. Tabiri caizse beni ilk başta attılar ama gördüler ki bana bir şey olmadı, yaralanmadım. ‘Bak biz de atlayabiliriz’ dediler, atlarız” atladılar diye değerlendirin ama kabul edelim bu işin proje yazarı benim Türkiye 2015 Zaten uzun süredir iktidarda olan tüm yapılarda bunun olması gerektiği tezini zaten savunuyordum. AK Parti seçimden önce tabanla ve örgütlerle uyum içinde çalıştım, yabancılaşmadım, genel olarak onu gözlemlediler, ‘Bak oluyor, peşimden geldiler, iyi yaptılar, yapmazdım’ dediler. ‘Neden geldiler, geç geldiler’ deyin. Formasyonu memnuniyetle karşılıyor ve iktidara talip oluyorum.”

‘Kılıçdaroğlu HDP ile görüştükten sonra açıklama yaparken ben Mithat Sancar konuşuyor sandım’

Seçim ittifakları gündemdeyken, tartışılan bahislerin başında AK Parti-MHP ve HÜDA PAR’ın katılması geliyor. Türkeş, hem Millet hem de Millet ittifakındaki karşıt görüşlerle ilgili soru üzerine. “HÜDA PAR sütten çıkmış ak kaşıktır demiyorum ama PKK’nın ortasında ilgiyi durduramayan, PKK ile bağını kesen bir HDP, Kılıçdaroğlu ile görüşüyor. Ve bunun tek toplantı olduğuna inanmak zor. Beni en çok endişelendiren şey görüşmeden sonra Sayın Kılıçdaroğlu’nun HDP temsilcisi gibi konuşmasıydı. Yani Kılıçdaroğlu Bey ‘Bahçeli misiniz, siz mi idealistsiniz yoksa ben mi idealistim’ diyerek Sayın Bahçeli ile 2 yıldır ülkücü olarak yarışıyor. Tam Kılıçdaroğlu için bir gün televizyona baktım ‘Allah’ım adam hidayet bulmuş. Mithat Sancar konuşuyor, sanırım Kılıçdaroğlu. Demek istediğim, bir saatlik bir toplantıda bu kadar değişir mi?tepki gösterdi.

“HÜDA PAR ve başkanına küsme hakkım demokratik bir haktır”

HÜDA PAR Genel Başkanı YapıcıoğluHÜDA PAR’a ‘Türk bayrağının adı bana sorunlu geliyor’ sözlerinin hatırlatılması üzerine de tepki gösteren Tuğrul Türkeş. Onun o bayrağa küsme hakkı varsa, benim de HÜDA PAR ve başkanına küsme hakkım demokratik bir haktır. Öyleyse yapalım ve görelim”söz konusu.

‘294 milletvekili olan bir siyasi partide’

AK Partili Türkeş’e ‘yeterli teklif yapmıyoruz, meclis kürsüsünde yeterli görmüyoruz’ eleştirilerini hatırlattık. türkler” Bir siyasi partinin mensubu olarak, hele 294 milletvekili olan bir siyasi partide, ‘Kürsüye çıkayım, bugün böyle bir şey konuşayım, böyle bir dilekçe vereyim’ deme hakkınız yok. , ve hiç şansın yok. Ana gruba ‘Neden insanlara Tuğrul’a söz vermiyorsunuz’ diye sormak gerekiyor. Ben de bundan şikayetçiyim ama yapacak bir şey yok.”söz konusu.

Yakın çevresinden ibretlik çıkışların olduğunu kaydeden Türkeş, şöyle konuştu: ‘Ne oldu, bıraktın mı, hiç konuşmuyorsun’ diyor. Tatlım, deli değilim, kendi adıma konuşabilirim. Büyük bir siyasi partinin üyesiyim. Konuş derlerse konuşurum, gelmezlerse yapacak bir şey yok konuşuruz, susarız. Sizlere buradan teşekkür etmek istiyorum, bu yayını umarım çok kişi dinler ve sorunlarımız anlaşılır” dedi.ekledi.

‘Cumhurbaşkanı çıkıp ‘Bana bir yıl verin, bu şehirleri bir yılda eski haline getireceğim’ dediğinde kimse aksini söyleyemez.

AK Parti’nin sloganlarına “Yaparsa AK Parti yapar”, Türkeş” Bir zamanlar AK Parti iktidarı 20 yıllık bir iktidardır. Zaman içinde MHP ve diğer partiler gibi ufak tefek eklemeler olsa da 20 yıllık bir AK Parti hükümeti var. Bunun kötü yanları var; yani yıpranma kaçınılmaz olarak oluyor ama güzel tarafı vatandaş ‘yapacağım’ deyince neleri yapabileceğini, neleri az, neleri eksik yaptığını biliyor. Yani son depremde Sayın Cumhurbaşkanı çıkıp ‘Bana bir yıl verin ben bu şehirleri bir senede dirilteceğim, bu şehirleri dirilteceğim, ben dirilteceğim, bunlar rutine oturacak’ dediğinde. Türkiye’de hiç kimse, rakibi dahil, ‘bunu yapamaz’ diyemez. Çünkü geçmiş performans gösteriyor ki, Tayyip Bey kabinesiyle birlikte bu tür taahhütlere odaklanırsa onlardan sonuç alınır.”söz konusu.

“Hükümetimiz enflasyonu yenmek için elinden geleni yapıyor”

Türkiye’de enflasyonla mücadele sürecine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Türkeş, şunları söyledi: Bir şeye dikkat edilmelidir; Bu etkinlik iki konu ile eş zamanlı olarak gelişti. İlk olarak dünyada bir pandemi yaşadı. Yani herkesin konuta hapsolduğu, ekonomisinin neredeyse durma noktasına geldiği bir dönemde bunu iki ayrı sorun olarak değerlendiremeyiz. Bakalım koşullarının burada nasıl bir etkisi oldu. İkincisi, dünyada enflasyon var. Evet bizimki kadar yüksek değil ama dünyada enflasyon var. Burada bu kurallar dahilinde uygulanan politikaların bir kısmının bunda etkisi olduysa hepsi bir bütün olarak bu enflasyonu getirdi. Ancak hükümetimiz gayretle bunun üstesinden gelmek için elinden geleni yapıyor.”söz konusu.

’74 Kıbrıs Harekâtı’nı Kaddafi’nin uçaklarından bize verdiği lastiklerle yapabildik. Savunma sanayi bu yüzden önemli.

“AK Parti, milli savunma sanayi alanında neler yapıldığını anlatıyor ama geleceğe ve geleceğin ekonomisine dair net ve somut bilgi vermiyor.”Sözlerinin hatırlatılması üzerine Türkeş” Az önce de belirttiğim gibi pandemi ile birlikte tüm dünya ile birlikte bir krize girdik, bunu inkar etmenin bir anlamı yok. Enflasyon çok yüksek, hayat pahalılığı yüksek. Dün markete gittim markete gittiğimde aynı şeylerden şikayetçiyim televizyonda nelerden şikayet ediliyor. Hiç kimse bunun üzerinde değildir, O, aklanmamıştır. Ama bu AK Parti’nin ekonomiyi yönetemeyeceği anlamına gelmez. 20 yıl boyunca ilk 11-12 yıl çok sorunsuz geçti, ardından dünya ile birlikte mortgage krizi geldi vesaire. Türkiye hepsinde sörf yapmayı başardı. Ama savunma sanayi dediğimizde 74-80’lerde savunma sanayi tercihimiz değildi. 1974 Kıbrıs Harekatı sırasında müttefikimiz, stratejik ortağımız ve NATO’daki ortağımız ABD idi; Uçaklarımız iniş ve kalkış için lastik vermiyordu. Libya’da merhum Kaddafi uçaklarından bir lastik alıp bize verdi. 74 Kıbrıs Harekâtı’nı onlarla yönetebildik. Bu Türkiye’ye bir şey gösterdi, ister stratejik ortağınız, ister müttefikiniz olsun, onlara güvenip savunma sanayisini onlara bırakmak caiz değildir. Bundan sonra Türkiye kendi savunması için çalışmaya başladı. Çok şükür yıllar içinde savunma sanayimiz çok uygun yerlere geldi. Bu bakımdan bu gelişmenin hem ekonomik artı fiyat oluşturması hem de savunma açısından değerli olduğunu düşünüyorum.”karşılığında verdi.

‘Kira krizi’ değerlendirmesi: ’14 Mayıs’tan sonra düzelir’

“Ülke genelindeki kira krizi nasıl çözülür”sorusu üzerine Türkeş şunları söyledi:

Bu spekülatiftir. Türkiye’nin seçim ortamında olması nedeniyle birilerinin kötü niyetle yaptığı bir şey. Şu anda piyasadaki rakamlar gerçek rakamlar değil. Uzun zamandır Ankara’da yaşıyorum. Kirada yaşadığım zamanlar oldu. Ankara’daki kira rakamlarını biliyorum. Şu anda duyduklarımız inanılmaz. Bir evin bir yıllık kirası, 10 yıllık satın alma maliyetinin belli bir oranıdır. Çarpıp böldüğünüzde dünyanın her yerinde bunun bir matematiği var. Türkiye’de artık bu matematik yok. Yani bunu devlete veya başka bir yere fatura etmek doğru değil. Kurallara göre spekülasyon. Seçimin sonucu ne olursa olsun 14 Mayıs seçimlerinden sonra bunun yerine oturacağını düşünüyorum. Böyle devam edemez. Memurun aldığı maaş kadar istemesi halinde kira veremeyeceği açıktır. Yabancı da ebedi değildir. 50 bin yabancı 100 bin yabancı, gerisi ne olacak?”

“Türkiye dış politikada akıllıca hareket ediyor”

Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen sefer yaptığı bir konuşmada “Emperyalist düzene dur dedik” ifadesini kullanmıştı. Dünyanın çok kutuplu bir dünyaya evrildiği de konuşuluyor. Son dönemde İran ve Suudi Arabistan’ın Çin’in arabuluculuğunda Ortadoğu’da bir araya gelmesiyle birlikte BRICS ülkeleri doların dünya üzerindeki etkisini kıracak adımlar attı; Öte yandan Türkiye’nin Mısır ve İsrail ile geçmişte bozulan ilişkilerini yeniden düzeltmesi yönünde gelişmeler yaşandı. Sizce Türkiye’de dış politika yolunda mı? Son 10 yılda hangi hatalar yapıldı ve bunlar tersine çevrildi?

“Hata meselesi değil, böyle; ufka biraz daha yukarıdan, hatta uydudan bakmak lazım. Her asrın başında o asrın hükümdarları dünyayı yeniden şekillendirirler. Baktığımız zaman 18. yüzyıl, 19. yüzyıla baktığımızda aynı olaylarla karşılaşıyoruz, çeyreği bitirmek üzereyiz, bunların getirdiği bir takım sorunlar ve düşünceler var, bölgesel sürtüşmeler var, güç sınırları sorunu var, Büyük ticaret yolları ve deniz yolları meselesi, onları kimin kontrol edeceği konusunda da çalkantılar var, bölgesel çatışmaları var ve oluyor, her dönem oldu, 21. yüzyılda aynı şeyleri yaşıyoruz, Türkiye çok stratejik bir bölgede. Türkiye’nin jeopolitiği çok önemlidir.Akdeniz’de enerji yolları açısından Asya ile Avrupa arasında nadide bir yerdedir.Böyle bir ficte herkesle her gün anlaşamazsınız.Bir gün Türkiye’de çatışma çıktı. Ukrayna ve Rusya’nın ortası. Nereden çıktı, kim ortaya bambaşka uzun bir tartışma çıkardı. Ancak sonunda dost olduğumuz, iyi ilişkilerimiz olan, iyi ticaret yaptığımız ve yeterli diplomatik ilişkilerimiz olan iki ülke karşı karşıya geldi. Burada Türkiye’nin pozisyonu ne olmalı diye baktığınız zaman Türkiye burada en akıllı politikayı seçmiş. Aynı şekilde Akdeniz’de; Mavi Vatan dediğimiz proje ile ilgili projede 40 kişi görev alıyor. Oradaki bu çatışmaları Türkiye’nin suçu olarak görmek doğru olmaz. Ülkelerin zaten sonsuz dostlukları, düşmanlıkları yoktur. Ülkelerin çıkarları ve çıkarları vardır ve ülkeler politikalarını buna göre oluştururlar. Bence Türkiye de bunu akıllıca yapıyor.”

Türkiye’nin göç politikaları nasıl gelişmeli?

“Suriye’deki harika durum nedeniyle oradan çok fazla göç aldığımız açık. Çok azı geri döndü ama geri kalanının geri döneceğini umuyoruz. Bir kısmının burada kalması adettendir. .Aslında bu coğrafya hep göçle zenginleşmiş bir coğrafya ben yabancı düşmanlığına karşıyım ama biz Suriyeli vergi vermesin sigortasız çalışsın Türkiye’deki emeği çalsın demiyoruz. Türkiye’deki sorunların farkındayım ve takip ediyoruz.Bir yandan da buraya gelen insanlara kolaylık sağlamanın bir zorunluluk olduğunu düşünüyoruz.Bela Suriye Türkiye’de çok eli iş başında.Gelecek olursak o ellerle bir uzlaşma ve Suriye’deki nüfusun çoğunluğunu geri döndürerek, doğdukları ülkeye döndüklerinde daha mutlu ve müreffeh yaşayacaklarını düşünüyorlar.Bir kısmı burada kalacak mı?Bir de daha diyebileceğimiz seçimler yapıyorlar. Bariz kadro kriterlerine kıyasla ‘elitist’. herkesi almazlar ama eğitimlileri alırlar vb. Göç tüm dünyanın gerçeğidir. Avrupa Birliği’nin yaklaşımını da çok acımasız buluyorum. Böylece Yunan feribotları patlar ve şişme botları batırır, böylece insanlar ölür. Bizim törelerimizde, örf ve adetlerimizde, dini inançlarımızda, Türkçemizde, İslamiyette bu yoktur.”

Olası büyük İstanbul depremi bir beka sorunu mudur?

“Bina kontrolünü arttırıp, rehabilite edilmesi gereken binalara bir an önce gitmemiz gerekiyor. Çünkü sarsıntı değil, kötü inşaat insanı öldürüyor. Bu söz çok klişe ama doğru. Her yerde deprem oluyor. Dünyanın üzerinde ama böyle bir kayıp yok.Antakya’da bir sokak tamamen yıkılmış durumda.”Deprem mi hırsızlık mı? Deprem mi yoksa kötü inşaat kalitesi mi? 1400’lü ve 1600’lü yıllarda yapılmış, camı kırılmamış tarihi yapılar var. Deprem anında hepimiz televizyon başındaydık, hatırlarsanız Mimarlar ve Mühendisler Odası kedi nanesi gibi bir bina yapmış, binanın camı bile “çatlamamış”Türkeş şöyle devam etti:

“Artık İstanbul hepimizin en büyük korkusu ve olmamasını istiyoruz. Beklemek mümkün değil. Bu tür yapılar devletin öncülüğünde ama herkesin katkısıyla bir an önce halledilmelidir. hem vatandaş hem de müteahhit bir an önce sağlam bir yapıya kavuşturulmalı.Japonya’da 7.7’lik deprem var tutunup bekliyorlar. Ondan sonra da yaşamlarına devam ediyorlar.Bizim de o kaliteye ulaşmamız lazım.”

‘Kızılay’ı ticarete çevirdim dersen git iş kur’ diyorlar.

Kızılay Başkanı Kerem Kınık Hem AK Parti’den, hem muhalefetten hem de toplumun değerli bir kesiminden eleştiriler yöneltildi. Türkeş, konuya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

“Aklı olan eleştirir. İlkokula giderken Kızılay şube başkanıydım. Bana bir zarf verdiler ve bana ‘Sen Kızılay şube başkanısın, bağış toplayacaksın’ dediler. 1 lira ve arkadaşlarından 1 lira.’ İyi iş çıkardığım için kendimle gurur duyuyordum.Önceden Kızılay konusu gündeme geldiğinde Kızılay’ın hisseleri hakkında zaman zaman şüpheler olsa da bu kurum bir güven kalesiydi.Kimsenin hakkı değil. Her ne şartta olursa olsun yıpratmak için.Bence yıpratmaya hakkı yok.Bu noktada “Ben çok zekiyim, IQ’m çok yüksek, burayı ticarete çevirdim” derseniz, “Git kendine bir iş kur. Bu, dünyanın her yerinde emsalleri bulunan Türkiye’nin Kızılay’ıdır. Buranın para kazanma gibi bir derdi yok. Toplum krizde.” Battaniyesini gördüğümüzde üzerinde ‘Türk Kızılayı’ yazıyor ve bu güzelliğe mal oluyor. Kızılay, deprem olduğunda insanlara konserveden balıktan bisküviye kadar her şeyi veriyor ve bedava dağıtıyor. .’Ben çok akıllıyım, bunu aldım, yaptım’ dersen adama ‘Git başka yerde yap’ diyorlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu